top of page
  • LinkedIn Social Icon
  • Facebook Social Icon

29 Ekim 1923

  • Yazarın fotoğrafı: Ali Arda Yüksel
    Ali Arda Yüksel
  • 3 Kas 2020
  • 3 dakikada okunur

Cumhuriyet, hükûmet ya da devlet başkanının, halk tarafından belli bir süre için ve belirli yetkilerle seçildiği yönetim biçimidir. Egemenlik hakkının belli bir kişi veya aileye ait olduğu monarşi ve oligarşi kavramlarının karşıtıdır. Cumhuriyet kavramı genel olarak temsilî demokrasinin uygulanmasını ifade eder. Federasyonların da cumhuriyet olarak anıldığı durumlara da rastlanır – Federal Almanya Cumhuriyeti 'nde olduğu gibi. Federasyonlarda tercih edilen daha çok başkanlık sistemidir. Ancak bu da kesin bir kural değildir.


Başkanlık sistemi ayrı bir kategori olarak ele alındığında cumhuriyetler genel olarak ikiye ayrılır: 1. Etkin cumhurbaşkanlığı (yarı başkanlık): Başkanın geniş yetkileri olup başbakan üzerinde bağlayıcıdır. Kesin bir kural olmasa da genellikle halk tarafından seçilir.

2. Sembolik cumhurbaşkanlığı: Ülkeyi ve milleti temsil eden seçilmiş bir kişinin devletin başında bulunmasıdır. Sadece temsil yetkisi vardır. Kesin bir kural olmasa da çoğu zaman meclis tarafından seçilir. Fiilî idare görevi ve sorumluluğu yoktur. Tüm yetkiler başbakandadır. Başkanlık sistemi, devlet yönetiminde tek bir kişinin başkanlığında hükûmet etme ve devleti yönetme esasına bağlı siyasi sistemdir. Yasama, yürütme ve yargı ilkeleri arasında katı bir ayrılığa dayanan temsili bir yönetimdir. Türkiye 2017 yılında referandumla Cumhuriyet rejimini terk edip başkanlık sistemine geçti. Ülkede oy hakkı bulunanları yüzde 51,5’inin tercihi bu yönde oldu. Yukarıda çoğumuzun bildiği Cumhuriyet’in ve başkanlık sisteminin tanımlarını bu yüzden yapma gereği duydum. Evet bizler bugün Cumhuriyet’in ilanının 97. yılını kutluyoruz ancak artık Cumhuriyet rejimiyle yönetilmiyoruz. 29 Ekim 1923’te her şey nasıl başlamıştı: Saat 20:30’da şu birinci madde ile Cumhuriyet ilan edilmiştir “Hâkimiyet, bilâkaydü şart Milletindir. İdare usûlü halkın mukadderatını bizzat ve bilfiil idare etmesi esasına müstenittir. Türkiye Devletinin şekl-i Hükûmeti, Cumhuriyettir". Mustafa Kemal Atatürk ilk “reisicumhur” Cumhurbaşkanı, İsmet İnönü ilk “başvekil” başbakan seçilmişlerdi. Öncesinde; Mustafa Kemal'in Wieber Neue Freie Presse muhabirine 22 Eylül 1923'te verdiği ve Türkçe bir özeti ilk defa İkdam gazetesinde yayımlanan demeçte, muhabirin sorusu üzerine ilk defa cumhuriyet kelimesini açıkça ortaya atması ülkede ve yurtdışında büyük yankı uyandırdı. Ekim 1923'te İsmet Paşa ve bir grup meb'us Ankara'nın Hükûmet merkezi olarak kabul edilmesi yolunda bir kanun teklifi verdi. 13 Ekim 1923'te TBMM'de kabul edilen tek maddelik yasa ile Ankara, devletin başkenti oldu. Devlet merkezinin İstanbul olacağı yolundaki çekişmelere son veren bu yasa ile Cumhuriyetin ilanı için de bir adım atılmış oldu. 27 Ekim’de mevcut hükümet istifa etmiş, 28 Ekim’de Çankaya köşkündeki yemekte Mustafa Kemal meşhur sözünü söylemişti “ yarın Cumhuriyet ilan edeceğiz”. İşte 23 Nisan’da Türkiye Büyük Millet Meclisinin kuruluşuyla başlayan, 1 Kasım 1922’de saltanatın kaldırılmasıyla devam eden süreçte 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet devlet rejimi ilan edilmişti. Hilafet bundan ancak bir yıl sonra 3 Mart 1924 günü kaldırılmış ve laiklik çok büyük mücadeleler sonrası 5 Şubat 1937’de, tam 14 yıl sonra anayasanın değiştirilemez maddeleri arasına girmiş ve Türkiye Cumhuriyeti’nin rejimi tam şeklini almıştır. Bugün tam 97 yıl sonra içinde bulunduğumuz dünya koşullarının dahi ötesinde bir medeniyetin temelleri, dünya da emsali görülmemiş bir Kurtuluş Zaferi sonrasında, Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları tarafında ömürlerinin son gününe kadar süren ,savaş sonrası, yine emsalsiz bir demokrasi mücadelesiyle atılmıştır. İşte bugün o koşullarda ilan edilen bu rejimin yıl dönümünü kutluyoruz. Ancak içinde bulunduğumuz rejim onun bozulmuş, çarpıtılmış, deforme edilmiş kötü ve başarısız bir suretidir. Yeniden ortak aklın ve ortak yüreğin, milli menfaatler çatısı altında birleşmesiyle milletimiz layık olduğu Cumhuriyet rejiminin tam eksiz şekline döneceğimize olan umudum sonsuzdur. O gün umarım hep beraber Cumhuriyet bayramımızı da hak ettiği şekliyle kutlamak bizlere nasip olur. Hiçbirşey değişmez, değiştirilemez değildir. Mustafa Kemal Atatürk o gün bu mücadeleyi yaparken, bunları görmüş ve Cumhuriyet’i ve Türkiye’yi Türk gençliğine emanet etmiştir. Doğru yolu milli mutakabatla yeniden bulacağımıza hem de yüzde 51 veya 52 ile değil, vücut birlikteliğiyle bulacağımıza inanıyorum.


Cumhuriyet sevdalılarını ve Cumhuriyet çocuklarını sevgi ve saygı ile selamlıyorum. Saygılarımla. Ali Arda Yüksel

 
 
 

Comments


E-Mail Adresini kaydet

Teşekkürler

  • Gri Instagram Simge
  • Grey Twitter Icon
  • Grey LinkedIn Icon
  • Grey Facebook Icon

© 2019 Ali Arda Yüksel

bottom of page